Kürtaj Günah mı?

“Kürtaj günah mıdır?” ya da “Doğum kontrol yöntemleri günah mı?” soruları uzun yıllardır toplumda sıkça dile getirilen ve birçok kişinin zihninde soru işareti oluşturan konulardır. Bu konularla ilgili olarak çevrenizde pek çok farklı görüş ve yoruma rastlayabilirsiniz.

Tıbbi olarak kürtaj, gebeliğin rahme yerleşmesinin ardından, uygun yöntemlerle cenin ve diğer gebelik materyallerinin rahim içinden alınarak gebeliğin sonlandırılması işlemidir. Doğum kontrol yöntemleri ise gebe kalmayı önlemek amacıyla sperm ve yumurtanın birleşmesini engelleyen ya da yumurtlamayı baskılayan yöntemlerdir. Bir başka ifadeyle doğum kontrol yöntemleri, henüz gebelik oluşmadan önce gebeliğin meydana gelmesini önlerken, kürtaj ise oluşmuş bir gebeliğin sonlandırılmasıdır.

Doğum kontrol yöntemlerinin dini açıdan genel olarak caiz kabul edildiği bilinmektedir. Ancak kürtajın dini açıdan değerlendirilmesi daha farklıdır ve bu konuda dinî otoritelerin farklı görüşleri bulunmaktadır.

Kürtaj caiz midir?

Kürtaj caiz midir?” sorusunu değerlendirirken farklı dinî kaynaklardan ve fıkıh uzmanlarından alıntılar yapmak faydalı olacaktır. Bazı fıkıh yorumlarına göre kürtajın, gebeliğin 120. gününe kadar caiz kabul edildiği belirtilmektedir. Diğer fıkıh ekolleri ise kürtajı gebeliğin başından itibaren caiz görmemektedir. Ancak bütün dinî otoriteler, gebeliğin 120. gününden sonra yapılacak kürtajın haram olduğu konusunda hemfikirdir. Dini açıdan, annenin hayatını ve sağlığını koruma amacıyla yapılan müdahalelerin caiz kabul edildiği bildirilmiştir. Ülkemizde kürtaj için yasal sınır ise 10 hafta olarak belirlenmiştir ve bu süreden sonraki işlemler yalnızca ciddi sağlık gerekçeleriyle mümkün olmaktadır.

Ülkemizde kürtaj çoğunlukla sosyal veya ekonomik zorluklar nedeniyle zorunlu bir tercih olarak karşımıza çıkar. Ayrıca anne karnında bebeğin hayatını kaybetmesi durumunda kürtaj işlemi tıbben zorunludur. Genel olarak istenmeyen gebeliklerin beraberinde ciddi sosyal ve ekonomik sorunları getirdiği görülmektedir.

Örneğin, evlilik dışı gerçekleşen bir gebelik, özellikle kadının psikolojik sağlığını ciddi şekilde etkileyebilir. Nikah tarihi yakın olsa bile, gebelik süresinin fark edilmesi durumunda ortaya çıkabilecek toplumsal baskılar ve çevreden gelen olumsuz söylemler, kadınlar açısından ağır bir psikolojik yük oluşturabilir. Kadınların kendilerine ve ailelerine karşı duydukları sosyal sorumluluk nedeniyle, evlilik öncesi yaşanan gebelikleri aileleriyle paylaşmaları bazen mümkün olmayabilir.

Ayrıca ekonomik nedenler de birçok durumda gebeliğin istenmemesine yol açmaktadır. Özellikle yeni evli çiftler ve yakın zamanda çocuk sahibi olmuş ailelerde bu duruma sıkça rastlamaktayız. Günümüz ekonomik koşullarında yaşam maliyetlerinin önemli ölçüde artması, plansız gebeliklerin çiftler açısından ciddi bir ekonomik yük oluşturmasına neden olmaktadır.

Günümüz şartlarında sadece ekonomik kaynaklar değil, zaman da eskisinden daha değerli hale gelmiştir. Özellikle çalışma yaşamının yoğun temposu içinde, çiftlerin daha fazla mesai harcaması ve aile bütçesine destek olma ihtiyacı, beklenmeyen gebeliklerin aileler üzerinde oluşturduğu yükü artırmaktadır. Yeni bir bebek, hem maddi kaynaklara hem de ebeveynlerin zamanına ihtiyaç duyar; bu durum plansız gebelikleri çoğu zaman “istenmeyen” hale getirmektedir.

Kürtaj Günah mı